top of page

Apollon Didim Tapınağı

Helvetica Light is an easy-to-read font, with tall and narrow letters, that works well on almost every site.

Apollon Didyma Tapınağı Aydın ili, Didim ilçesi, Yenihisar Köyü' ndedir.

 

Şu anki haliyle bile zamanımızın çoğu mimari yapısından çok daha etkileyici olan bu tapınak kökeni Anadolu olan Bilici Tanrı Apollon'a adanmıştır ancak ayrılmaz bir parçası olan ikiz kızkardeşi Artemis (Ertemi) de burada bu adanmışlığı elbette paylaşır. Tapınağın sıfatı ve bölgenin bugünkü ismi olan Didyma / Didim kelimesi 'ikiz' anlamındadır zira pagan inanışta Apollon Güneş ise Artemis Ay'dır.

 

Apollon Truva Savaşı' nda Truva'nın koruyucu tanrısıdır; MÖ 1300'lere ait Hitit tabletlerine yazılmış, Hitit Kralı Muvatalli ve Truva Kralı Alak-Sandu arasındaki anlaşmada ismi geçen tanrı Appaliunas'ın Apollon olduğu fikri kabul görür. Bununla beraber Aplu kelimesi Sümer'den başlayarak Akhad dilinde ve Hurri dilinde Tanrı anlamına gelir, Hatta Hurri' lerde salgınların tanrısıdır Aplu. Yine bilici-kehanet özelliğinden ötürü antik dünyanın en çok ziyaret edilen tapınakları olan Apollon tapınaklarında görülen ve yılda bir kez yapılan epifani – tanrının kapı aralığından görünmesi- seremonisine baktığımızda tanrının Mezopotamya kökenini yine görürüz.

 

Kısacası Yunan ve Roma pagan inanışındaki ve mitolojisindeki neredeyse diğer bütün tanrılara olduğu gibi Apollon için de onu Antik Yunan Kültürü' nden doğuran hikayeler yazılmışsa da Apollon da bir Anadolu tanrısıdır; tıpkı Zeus' un kadim Anadolu halkı Luvi 'lerin Tarhunz' u olması gibi.

 

Apollon güneşin, ışığın, aydınlığın, dolayısıyla doğru bilginin de tanrısı. Bu özellikleri ile antik yunan dünyasında filozofinin patronu olarak da kabul görür; Lykegenes olarak anılır. Çünkü tanrı Likya' lıdır, ışık insanlarının ülkesidir Likya; lyk ışık demektir, dolayısıyla bilgi' dir. Ve yine buradan hareketle MÖ 334 yılında Aristo tarafından Atina'da kurulmuş ve Apollon' a adanmış olan felsefe okulu Lyceum adını Likya'dan almıştır ve bugün kullanılan 'lise' kelimesinin kökenini barındırır.

 

Ağacı Defne'dir bilginin ve kehanetin, ışığın ve güneşin, müziğin ve şiirin, iyileşmenin ve salgınların, düzenin ve güzelliğin tanrısı Okçu Apollon'un.

Apollon Didim Tapınağı antik dünyanın her yerinden insanların akın ettiği oldukça önemli bir kehanet merkeziydi; güçlü ve zengin, ticaret ve felsefe kenti olan Milet' in koruyuculuğundaydı ve kutsal bir yol ile Milet'e bağlanıyordu.

 

MÖ 7. yüzyılın sonlarında Mısır Firavunu Necho' nun tapınağa askeri malzeme adadığı, MÖ 6. yüzyılın ortalarında ise kehanetlere merakıyla bilinen Lydia Kralı Kroisos'un (Karun) tapınağa hediyeler sunduğu bilinmektedir.

 

Tapınak zaman içerisinde sürekli genişlemiş. Merkezi kutsal kaynak suyu ve etrafındaki defne ağaçları olan alan ilk olarak MÖ 7. yüzyılda önü açık bir duvarla çevrelenmiş, korumaya alınmış. MÖ 6. yüzyılda zengin Milet'liler alanı sütunlar ve yüksek duvarlarla zamanın parlak mimarisine uygun bir stille zenginleştirmişler. 17,5 metre yüksekliğindeki duvarlarla dışarıdan bakıldığında üzeri kapalıymış gibi görünse de kaynak suyunun ve defne ağaçlarının bulunduğu alanın üzeri her zaman açık bırakılmış.

 

MÖ 520 de kaynağın yanına bir küçük tapınak inşaa edilmiş ve tapınağın içerisinde Apollon’un Anadolu-Hitit tarzındaki, elinde geyik tutan kült heykeli koruma altına alınmış.

 

MÖ 494’te Pers’ler Milet’le birlikte tapınağı da yağmalamışlar ve Apollon’un kült heykelini Ekbatana' ya ( İran ) götürmüşler. Bu tahripten sonra uzun bir süre ayağa kaldırılamayan tapınağın yeniden inşaasına Büyük İskender'in Anadolu'daki hakimiyetiyle tekrar başlanmış ve MÖ 300 sıralarında komutanlarından I. Seleukos, Ektabana’ya götürülen Apollon’un kült heykelini geri getirmiş ve tapınağı ayağa kaldırmış. Bugün gördüğümüz yüksek yapı bu zamandan kalmadır.

Bundan sonra hristiyanlık dininin yayılmasına ve MS 300'lerin sonuna doğru İmparator I. Theodisius' un biliciliği dahası paganlığı yasaklamasına değin tapınak kehanet vermeye devam etmiş.

plan
illüstrasyon

Tapınak zaman içerisinde sürekli genişlemiş. Arkaik çağda kutsal alan merkezdeki kutsal kaynak suyu ve etrafındaki defne ağaçlarından ibaret iken MÖ 7. yüzyılda alan önü açık bir duvarla çevrelenmiş, korumaya alınmış. MÖ 6. yüzyılda zengin Milet'liler alanı sütunlar ve yüksek duvarlarla zamanın parlak mimarisine uygun bir stille zenginleştirmişler. 17,5 metre yüksekliğindeki duvarlarla dışarıdan bakıldığında üzeri kapalıymış gibi görünse de kaynak suyunun ve defne ağaçlarının bulunduğu alanın üzeri her zaman açık bırakılmış.

MÖ 520 de kaynağın yanına bir küçük tapınak inşaa edilmiş ve tapınağın içerisinde Böylece Apollon’un Anadolu-Hitit tarzındaki elinde geyik tutan kült heykeli koruma altına alınmış.

 

MÖ 494’te Pers’ler Milet’le birlikte tapınağı da yağmalamışlar ve Apollon’un kült heykelini Ekbatana' ya ( İran ) götürmüşler. Bu tahripten sonra uzun bir süre ayağa kaldırılamayan tapınağın yeniden inşaasına Büyük İskender'in Anadolu'daki hakimiyetiyle yeniden başlanmış ve MÖ 300 sıralarında komutanlarından I. Seleukos, Ektabana’ya götürülen Apollon’un kült heykelini geri getirmiş ve tapınağı ayağa kaldırmış.

 

Bundan sonra hristiyanlık dininin yayılmasına ve MS 300'lerin sonuna doğru İmparator I. Theodisius' un biliciliği yasaklamasına değin tapınak kehanet vermeye devam etmiş.

 

Mimarı anlamda inşaası hiçbir zaman tam olarak bitirilemeyen bu muhteşem yapı

Anadolu-İon düzeninde inşaa edilmiştir, mermerdendir ve sütunları yivlidir. Çapı 2.5 metreyi bulan çift sıra 122 sütun barındırır. Girişteki 8 sütunun kaidesi figürlü ve bezekli yanlardaki ve arkalardaki sütun kaideleri ise düzdür. Kutsal alanı çevreleyen duvarların yüksekliği 17.5 metre yapının yerden yüksekliği 28 metredir. Tapınak Medusalardan oluşan bir friz kuşağıyla korunmuştur.

 

Tam zemini 118 x 60 metre genişliğindedir; yapı 45 cm yüksekliğindeki yedi basamaktan oluşan kaide üzerinde yükselir. İnsanların girişi için yapılmış normal yükseklikteki 13 basamaklı bir merdivenle üç yanı duvarlı, önü sütunlu ön girişe çıkılır. Bu ön girişte 3 kapı bulunur, ortadaki 19 x 5.6 metre büyüklüğündeki anıtsal kapı giriş için kullanılmaz; önünde 1.45 metre yüksekliğinde parmaklıkların bulunduğu bu kapı kehanetlerin açıklandığı kapıdır. Anıtsal kapının iki tarafındaki küçük kapılar ise kutsal alana geçiş için kullanılan eğimli dehlizlerin girişidir. Kutsal avluya inen iki dehlizin arasındaki yekpare mermer blok şu an dünyanın en büyük mimari parçası olarak kabul görmekte.

 

Anıtsal kapının hemen arkasında tavanı destekleyen iki sütunu bulunan, 8.70 x 14 metre ölçülerinde kehanet odası bulunur. Burası kahinlerin Apollon' dan aldıkları kehanetleri halka bildirdikleri yerdir.

 

Kutsal alan ise 21.7 x 45 metre ölçülerinde üstü açık geniş bir avlu. Kutsal su kaynağının bulunduğu, defne ağaçları ile kaplı alanı çevreleyen duvarlar büyük taş bloklardan örülmüş ve iç kısım taşıyıcı ağır payelerle desteklenmiş; her payenin ayrı bir başlığı bulunuyormuş, bugün bu başlıklar kutsal avluda görülebilir.

 

Kutsal alanın içerisindeki tapınak ise 8.24 x 14.23 metre ölçülerinde, Apollon' un bronz kült heykelini barındıran üzeri kapalı bir yapı.

 

Apollon Didim Tapınağı boyutlarıyla, mimarisiyle ve tarihiyle muazzam bir yapı, tekrar tekrar ziyaret edilecek bir kültür hazinesi burası.

Kasım 2021

Kaynaklar:

Hellenistik Çağ Mimarlığı II - Didyma Apollon Tapınağı - Sedat Akkurnaz

 

Arkaik Mimarlık – Prof. Dr. Musa Kadıoğlu

 

ANADOLU'DA APOLLON KÜLTÜRÜ - Mehmet MERTEK

 

Anadolu'da Apollon Kültü / The cult of Apollo in Anatolia-TAYYAR GÜRDAL

  • Instagram
bottom of page