Karia Bölgesi ve Stratonikeia Antik Kenti




Stratonikeia Antik Kenti günümüzde Muğla İli, Yatağan İlçesi, Eskihisar Mahallesi’nde bulunur.Kalıntılarını Beylikler Dönemi'nden kalma yapıların ve Osmanlı kaldırımlarının arasında gezebileceğiniz bu çok katmanlı antik kent eski çağ Karia Bölgesi'nin, Karialıların önemli bir yerleşimidir.
Karia
Karia günümüzde Aydın ve Muğla illerinin büyük bir bölümü ile Denizli ilinin batı kısmını kapsayan Anadolu'nun güneybatı ucunun eski çağlardaki ismiydi ve halkına Karlar deniliyordu. Kökenleri tam olarak bilinememekle beraber kendilerini anakaranın – Anadolu'nun - yerlileri olarak tanımlayan bu halkın Anadolu'daki varlığı Yunan kolonilerinin Ege kıyılarına yerleşmelerinden çok öncesine dayanıyor. İsimleri MÖ 2. binyıl Hitit ve Mısır metinlerinde Karkişa / Karakişa; MÖ 1. binyıl Pers kayıtlarında ise Karka olarak geçiyor. MÖ 1274' te Mısır ile yapılan Kadeş Savaşı'nda Hitit' in; MÖ 1184' te Deniz Kavimleri ile yapılan Truva Savaşı'nda Truvalıların müttefiki durumundalar. Antik yazınlara bakıldığında Karialılar komşuları olan Lidyalılar, Likyalılar ve Mysialılar ile kardeş (yakın – akraba) halklar olarak anılıyorlar. Yine antik yazınlarda bölgedeki Milas kentinde sadece bu halklara ait olan Zeus Karios Kutsal alanından bahsediliyor.
Karların önemli bir simgesi çift taraflı balta, halk usta asker ve denizci; paralı askerlik de yapıyorlar. Bu sebeple MÖ 8. ila MÖ 4 - 3. yüzyıllara ait sayısı 150 civarında olan Karca kısa yazıtların çoğunluğu Anadolu dışında Mısır ve Nubya 'da bulunmuş ve Karia kökenli paralı askerlere ait. Ayrıca MÖ 6. yüzyıla ait Karca bir yazıt da İran-Kirmanşah'da bulunmuş bu da MÖ 547 tarihinde Ahamenid ( Pers ) Krallığının bölgeyi ele geçirmesinin ardından eski Pers donanmasında görev alan Karia askerleriyle alakalı. Persler alışılmadık bir şekilde Karia satraplığına (valiliğine) kendilerinden birini görevlendirmiyorlar ve yönetimi yerel bir hanedan olan Lygdamis Hanedanlığı' na bırakıyorlar.İlk kral olan I. Lygdamis ( MÖ 520-484) öldüğünde Karia Kralı olarak başa geçen kızı Karia' lı I. Artemis ise Persler ve Yunanlar arasında yapılan meşhur Salamis Deniz Savaşı' nda Pers Kralı Serhas (Xerxes) tarafında Karia donanmasının başına geçiyor ve bilinen ilk kadın amiral olarak tarihe ismini kuvvetlice yazdırıyor. Karialı kadınlarda gerekli durumlarda ordunun, donanmanın başına geçme azmini hem eski bir Amazon ve Kar kenti oluşuyla hem de kuvvetli kültürel ilişkileri bağlamında Efes' ten başlayarak aramak isabetli olabilir zira bu tavır Karia Hanedanlığı kadınlarında daha sonraları da görülür.
I. Artemis'in torunu II. Lygdamis'in başa geçtiği (MÖ 454-450) dönemde bölgede bir takım ayaklanmalar vuku bulur, bu ayaklanmalara katılan epik şiirin babası ve bununla beraber ilk tarih yazarı olarak kabul gören Heredot'un amcası olan Panyassis, II. Lygdamis tarafından idam edilir.Bunun üzerine Heredot doğduğu toprak olan Halikarnassos' u (Bodrum) terk eder ve cıvıltılı Perikles Atinası' na yerleşip tarih yazımına buradan devam eder. II. Lygdamis'in ölümü ile bir süre için Atina yönetimine bağlanan bölgede MÖ 395' te Persler tekrar hakim olurlar ve bu sefer de yönetimi yine yerel bir hanedan olan Hekatomnidler'e bırakırlar.İşte bu hanedanın ilk kralı olan Hekatomnus ve onun üç erkek -Mausolus, Idrius ve Pixodarus- iki kız -Artemisia ve Ada- çocuğu zamanında Karia en ihtişamlı dönemini yaşar. Küçük yerleşimler birleştirilir, kentler baştan görkemlice imar edilir. Satraplık başkenti Milas'tan Halikarnassos' a taşınır. Bugün Bodrum' da kalıntıları bulunan; bir mezar tipine ismini veren, antik dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Halikanassos Mozelesi' nin sahibi Hekatomnus'un oğlu Mausolus'tur.
-Burada bir bilgi olarak Karia Hanedanında evliliklerin aile içinde yapıldığını, kardeşlerin birbirleriyle evlendiklerini belirtelim.-
Büyük İskender MÖ 334 yılında Karia'ya gelince özellikle Halikarnassos'u yakıp yıktığı ve daha önce kardeşi tarafından buradan sürülen Hekatomnos'un kızı Ada'ya şehri teslim ettiği bilinir.İskenderin beklenmedik ölümü ile fethettiği bütün coğrafyalarda olduğu gibi Karia'da da komutanlarının, Makedon generallerin güç mücadelesine sahne olan karmaşa dönemi başlar.
Homeros'un , “savaşmaya bir kız gibi altınlarla süslü geldiler” sözleriyle ihtişamlarını övdüğü Karialıların dillerinin Lidce, Likçe, Hittiçe ve Luviceye yakın eski anadolu dillerinde aranması, kökenlerinin ise arkeolojik ve epigrafik verilerin her dönemde biraz daha açığa çıkardığı ve kendilerinin bildirdiği üzere kardeş halklarla beraber kadim Anadolu'ya bağlanması gerekliliği artık kabul görmekte. Zira bu birlikteliğin izlerini MÖ 1200' lerde Truva Savaşında işgalciler tarafından bölgeden sürülen Lelegler ile aynı halk olduklarının düşünülmesinden tutun, MÖ 7. yüzyılda Karia beyi olan Arselis'in Lidya Kralı efsanevi Giges'in Lidya tahtına oturmasındaki katkılarına ve hatta MÖ 133 yılında öldüğünde bir varisi olmadığı için Bergama Krallığı' nı vasiyetiyle Roma İmparatorluğu' na bırakan 3. Attalos'un bu vasiyetine karşı çıkarak isyan eden Aristonikos'un Karia kenti olan Stratonikeia'ya sığınmasıyla kentin Roma tarafından kuşatılıp halkın açlıktan kırılmış olmasına kadar sürebiliriz.
Stratonikeia
İşte arkeoloji ve yazıt bilimi verilerinden elde edilen bilgilere baktığımızda görüyoruz ki Karia'nın uzun yürüyüşüyle eş giden önemli bir hanedanlık ve kült şehri Stratonikeia.
Kentin çevresine yayılmış höyüklerdeki buluntulara bakıldığında izlerin Kalkotik Çağ'a (Bakır Çağı MÖ 5000-3000) uzandığı görülüyor; kent merkezindeki buluntular ise kentin nekropolünde (mezarlık) ele geçmiş ve kentte MÖ 2. binyıl ortalarından itibaren günümüze kadar yerleşim olduğunu göstermiş.
Kentin Hitit zamanındaki isminin Atriya olduğu, Hitit Kralları 3. Hattuşili (MÖ. 1267-1237) ve 4. Tuthaliya (MÖ. 1237-1209) Dönemleri’nden kalan Tavagalava ve Milavata mektuplarında geçen Atriya yerleşiminin burası olduğu düşünülüyor.
Kalıntılarda görülen, kentin kuzey yamaçlarını kapsayan savunma sistemi ise Arkaik Dönem’e (MÖ 650-450) ait ve bu dönemde yerleşim bir taraftan Khrysaoris ( Altın Kılıçlı Zeus, Karialı Zeus ) olarak anılırken diğer taraftan antik yazınlarda İdrias olarak geçiyor. Burada Karia dilinde kişi ismi olarak da geçen İdrias isminin (Karia Kralı Hekatomnos'un oğlu) Zeus ile bağlantısını ve olasılıkla İdris isminin yazılı tarihteki ilk örneği olduğunu düşünmek hayli ilgi çekici.
Perslerin gelişiyle beraber yönetimi yerel hanedan Hekatomnidler' in almasıyla şehrin ismi Hekatesia oluyor. (MÖ. 430-268) Bu isim hem Hekatomnidler' le hem de şehrin ve bütün Karia bölgesinin önemli bir kutsal alanı olan Tanrıça Hekate Kutsal Alanı ile alakalı. Kentin en gelişkin imarı bu dönemde oluyor ve çevredeki küçük yerleşimler de toplanarak merkezi bir kent oluşturuluyor.
Büyük İskender' in fetihlerinin ardından beklenmedik ölümü üzerine mirası olan imparatorluğu paylaşan komutanlarından olan Seleukos Nikator tarafından Anadolu'nun güneyini ve büyük bir coğrafyayı kapsayan Selevkos Krallığı kurulduğunda hikayeye göre Nikator'un oğlu Antiochius babasının eşi Stratonikeia'ya aşık oluyor, Nikator ise oğlunun üzüntüsüne dayanamıyor ve bu şehri ve eşini oğluna veriyor, böylece şehrin ismi artık Stratonikeia oluyor ( MÖ268 ). Staratonikeia'nın bir taraftan 'Aşıklar Kenti / Ölümsüz Aşkların Kenti' olarak bilinmesinin sebebi de budur.Bu dönemlerden sonra şehir Roma devrinde kısa bir süre Hadrianoupolis olarak isimlendirilmesi haricinde bu isimle anılıyor. Günümüze kadar sürekli yerleşim olan şehrin Beylikler dönemindeki ismi Eskişar, cumhuriyet döneminde ise Eskihisar.
İskender ile başlayan Helenistik dönemin Anadolu'daki karmaşaları içerisinde şehir Selevkos, Ptolemaios (Mısır) ve Rodos arasında sık sık el değiştiriyor.Ancak karmaşalar olsa da şehirde en anıtsal yapılar bu dönemde yapılıyor.
Kentin kuzeyinde iki tarafında oda mezarların bulunduğu Hekate Kutsal Alanı'ndan gelen 9,5 km'lik Kutsal Yol' un bağlandığı büyük ana giriş kapısı bulunuyor. Kapı incelikli taş işçiliği ile örülmüş, kalıntılardan üzerinde bir kemer olduğu anlaşılıyor. İki girişli bu kapının girişleri arasında iki katlı, sütunlar ve heykellerle bezenmiş bir Nymphaion ( çeşme) bulunuyormuş. Kapı festival zamanı Hekate Tapınağı' ndan anahtar getiren rahibelerin karşılandığı sütunlu bir meydana ve ardından kente uzanan sütunlu yola açılıyor. 42 m genişliğinde ve 14 m yüksekliğinde olan bu kapı Anadolu'nun en anıtsal kapılarından ve son zamanlardaki başarılı arkeolojik çalışmalar sonucunda kısa bir süre evvel ayağa kaldırıldı.
Stratonikeia Gymnasium'u Anadolu’da Hellenistik Dönemden kalan en büyük Gymnasion, 105 x 267 metre ölçülerinde; kent bu gymnasion sebebiyle 'Gladyatörler Kenti' olarak da anılıyor.
Kentin ortasında en göze çarpan yapı olan kent meclis binasının temeli helenistik döneme dayanıyor. Avlusu henüz kazılmamış olan bu yapının hemen batısındaki tek başına duran kapı ise meclis binası (bouleuterion) alanının giriş kapısı. Binanın kuzey duvarının iç kesiminde 'Menippos’un Takvimi' bulunuyor. Takvimin başlangıç tarihi günümüzden yaklaşık 3500 yıl öncesine ait. Takvimde yılın 12 ayının isimleri ve kaç gün oldukları yazıyor. Metnin her satırının ilk harfleri okunduğunda ise '(Bu takvimi) Staratonikea'lı Menippos icat etti ' yazdığı anlaşılmış. Yapının kuzey duvarı dış kesiminde ise İmparator Diocletianus'un (d. 245–ö. 312) belirlediği, kentte satılan malların fiyat listesi ve bunun uygulanmasına ilişkin kuralları içeren yazıt bulunuyor. Meclis binası duvarında 1608 tarihli Osmanlı dönemine ait 'Sâhibuhu ve mâlikuhu Ömer Ağa' yazan bir yazıt ve yine bu döneme ait Osmanlı süslemeleri de bulunur.
Kentin tarihi Klasik Dönem'e (MÖ 490-330) dayanan tiyatrosu 15 bin kişilik, tiyatroda sahne binasının bulunduğu bölümde yine son dönemde MÖ 200' lere ait olan, taş bloklara oyulmuş mitolojik maskeler bulunması kentteki heykel ve mimari estetik anlayışının yüksek bir göstergesi. Tiyatronun basamaklarını çıktığınızda yukarıdaki düzlükte ise Augustus Tapınağı'nın kalıntıları ile karşılaşırsınız.
Kentte bunların dışında hamam kompleksleri, Agoralar, Tapınaklar, Şehir Kapıları, Sütunlu Mozaikli Cadde, Çeşmeler ve Su Yapısı, Mezar Anıtları, Bizans Dönemi Kiliseleri görülebilir.
Bugün bütün tarihi yanında Stratonikeia'yı özel kılan en önemli noktalardan biri belki de kentte yaşayışın her zaman devam etmiş olması.Kentin antik kalıntılarını gezerken Köy Meydanı’ndaki 14.yy Selçuklu Hamamı, girişteki 1876 tarihli Şaban Ağa Camii, 1800' lerin Osmanlı Çeşmesi, 1700' lerin Ağa Evleri, sokak kenarlarındaki 1900' lerin başına ait dükkanlar, 1954 tarihli Meydan çeşmesi ve Osmanlı'nın sağlam taş kaldırımları size eşlik ediyor. Kentte Arkeolojik kazı faaliyetleri ve arkeolojik alan değerlendirilmesi çok katmanlı bir yaklaşımla yapıldığından bütün bu eserler de aynı özenle korunmuş durumdalar bu da Stratonikeia'da zamanlararası bir hikaye okumanızı sağlıyor.
İdrias'ın, Hekatesya'nın, Staratonikeia'nın hikayesini adımlayıp da okumak ve Karia'nın bu sıradışı kentini ziyaret etmek için Eskihisar sizi bekliyor.
-Kentte kazı çalışmalarını itina ile yürüten bütün ekibe teşekkür ediyor, devamını sabırsızlıkla bekliyoruz.-
Haziran 2021
kaynaklar:
Stratonikeia ve Çevresi Araştırmaları / Bilal Söğüt
Stratonikeia Antik Kenti Çevresinde Erken Yerleşim İzleri / Umay OĞUZHANOĞLU
STRATONIKEIA VE LAGINA 2018 YILI ÇALIŞMALARI / Bilal SÖĞÜT
Karia Bölgesi Arkeolojisi Üzerine Bir Değerlendirme / Mete Aksan